Yaz Ödevi:Kitap Özetleri
Kitap Raporları ayrıntılı bir şekilde anlatılır.
22 Eylül 2015 Salı
Kitap Özeti:Hayalim Ronaldo
Kitap Özeti:Küçük bir kasabada yaşayan on bir yaşındaki Botik'in hayali bir gün hayranı olduğu Ronaldo gibi dünya yıldızı olmaktır.Öyle ki Ronaldo' nun taşıdığı tüm özelliklere sahip olduğundan hiç şüphesi yoktur.Ama gel gelelim ki okul takımının hocası Botik ile aynı fikirde değildir.Hiçbir maçta oynatmadığı gibi ona verdiği top toplama göreviyle de Botik'i ödüllendirdiğini düşünüyordur.
Bu duruma daha fazla dayanamayan Botik hocasına yazdığı sitem dolu mektubunun arkasından takımdan istifa eder ve kendisini yetiştirecek yeni bir hoca arayışına başlar.Babasının yardımıyla bulduğu ihtiyar hocanın kendisini yetiştirmek için oldukça yaşlı olduğunu düşünse de başka bir seçeneği olmadığını anlayınca ihtiyar hocayla çalışmalara başlar.Hayallerine kavuşmak için çıktığı yolda bir sürü süprizlerle karşılaşır.
Kitap Hakkında:Kitap 160 sayfadır ve kitabın yayımcısı Pinus Kitap'dır.Ayrıca kitabın yazarı Erkan İşeri'dir.
Yazar Hakkında:Yazar hakkında pek bilgi yoktur.
Kitapla ilgili düşüncelerim:Kitap bence çok güzel.Kitaptaki en sevdiğim bölüm Botik'in İspanya'daki futbol seçmelerine katıldığı bölümdü.O bölümde Botik çok çalıştı ve çok istediği Real Madrid takımına seçildi.
Kitap Özeti:Hayalim Messi
Kitap Özeti:Futbol konusunda çok iyi olduğunu düşünen on bir yaşındaki kahramanımız Mete,Messi hayranıdır.En büyük hayali ilerde hayranı olduğu Messi gibi dünya çapında bir yıldız olmaktır. Bunun için pek bir çabası olmasa da her gece dua etmeyi ihmal etmez.
Bir gün evde yalnız başına Playstation'da futbol oyunu oynarken,televizyonun ekranından bir anda karşısına Messi çıkar ve hayallerini gerçekleştirmek için geldiğini söyler.O andan sonra sıradışı maceralar başlar.
Kitap Hakkında:Kitap 160 sayfadır.Kitabın yayınevi Pinus Kitap'dır.Ayrıca kitabın yazarı Erkan İşeri'dir.
Yazar hakkında :Yazar hakkında pek bilgi yoktur.
Kitapla ilgili düşüncelerim:Kitap çok eğlenceliydi.Benim kitaptaki en sevdiğim bölüm en son bölümdü.O bölümde Mete deli olmadığını kanıtladı.
Bir gün evde yalnız başına Playstation'da futbol oyunu oynarken,televizyonun ekranından bir anda karşısına Messi çıkar ve hayallerini gerçekleştirmek için geldiğini söyler.O andan sonra sıradışı maceralar başlar.
Kitap Hakkında:Kitap 160 sayfadır.Kitabın yayınevi Pinus Kitap'dır.Ayrıca kitabın yazarı Erkan İşeri'dir.
Yazar hakkında :Yazar hakkında pek bilgi yoktur.
Kitapla ilgili düşüncelerim:Kitap çok eğlenceliydi.Benim kitaptaki en sevdiğim bölüm en son bölümdü.O bölümde Mete deli olmadığını kanıtladı.
Kitap Özeti:Küçük Prens
Yazar kendi yaşadığı bir olayı anlatmıştır. Yazarımız bir pilottur. Bir gün Afrika üzerinde uçarken uçağının motoru bozulur, zorunlu iniş yapar. Yardım isteyecek kimse yoktur. Çölün ortasında yapayalnızdır.
Gün doğarken uykusunun arasında garip bir ses duyar. Karşısında ilginç, minik biri durmaktadır. Bu, Küçük Prens’tir. Yani yazar Küçük Prens adında birisiyle gelmiştir. Gezegeninde tek başına yaşamaktadır. Biri sönmüş ikisi hala lavlar püskürten üç tane yanardağa vardır. Ayrıca hiçbir gezegende bulunmayan eşsiz güzellikte bir tek de çiçeği vardır. Küçük Prens pilotumuza “Bana bir koyun çizer misiniz?” diye bir soru yöneltir. Pilot Küçük Prens’in bu sorusuna cevap vermek için uyanmıştır. Etrafına bakınır. Şaşkındır. Ama gördüğü gerçektir. Rüya değildir. Pilotumuz büyük bir şaşkınlık içerisinde “iyi resim yapmayı beceremem” der. Bu yeteneğini büyüklerin küçükken söylediği sözler yüzünden geliştiremediğini söyler.
Küçük Prens “önemli değil” der. Aynı soruyu tekrar eder. Yazar altı yaşındayken çizdiği boğa yılanını çizer. Bu resmi altı yaşındayken büyüklerine de göstermiştir. Onlar hiç beğenmediklerini, resmin bir şapkaya benzediğini söylemişlerdir. Bunun üzerine pilot resim yapma isteğini kaybetmiştir. Çünkü büyüklerin hepsi resim çizmek yerine tarih, coğrafya, matematik ve dilbilgisiyle ilgilenmesini öğütlemişlerdir.
Küçük Prens ise pilotun kendisine çizdiği resme bakar ve “Ben boğa yılanı içinde bir fil çizmeni istemiyorum. Bana bir koyun çizer misin?” diye sorusunu tekrar eder. Yazar Küçük Prens’in çizdiği resmi anlamasından dolayı şaşkındır, işte şimdi bir koyun çizmeye karar verir. Küçük Prens çizilen resmi beğenmez. Pilot bu sefer bir kutu çizer ve koyunun kutunun içinde olduğunu söyler. Şimdi olmuştur Küçük Prens bu resmi beğenir.
Bundan sonra aralarındaki iletişim artar. Birbirleri hakkında bilgi edinirler. Pilot bu farklı dünyadan gelen küçük adamın sırrını çözmeye, onu anlamaya çalışır. Pilot çizdiği koyun resmi ile ilgili Küçük Prens’in ona sorduğu sorulardan Küçük Prens’i daha iyi tanır. Yani Küçük Prens’in gezegeninin küçük olduğu, üç yanardağının ve bir çiçeğinin olduğunu öğrenir.
Küçük Prens yaşadığı yerden bahseder. Yaptığı gezileri anlatır. Bu gezileri, değişik gezegenlerde yaşayan insanlar ve bu insanların meslekleri, ilgi alanları, huyları ile ilgili edindiği izlenimleriyle birlikte pilotumuza anlatır.
Örneğin bir gezegende kırmızı suratlı bir adam olduğunu ve onun hiç çiçek koklatmadığını anlatır. Gezegen birinde her şeyi yönettiğini söyleyen kral, bir diğerinde kendini beğenmiş bir adam, bir başka gezegende unutmak için içtiğini söyleyen bir adam, sayılarla uğraşan iş adamı ve buluşlarını kaydeden bir coğrafyacıyla da tanıştığı ve pilota anlattığı kişilerdir.
Küçük Prens bundan bir yıl önce dünyaya gezmek için geldiğini zamanda şimdiki bulundukları yerde olduğunu söyler. Diğer gezegenlere! olan şeylerden dünyada binlerce olduğunu görür.
Yazar Küçük Prens’in anılarını, yaşam hakkındaki düşüncelerini dinler. Ayrılık vakti gelir. Yazarın evine, Küçük Prens’in geldiği gezegene dönme zamanıdır.
Pilot yaşadığı bu güzel anıyı kimseye anlatmaz. Üzerinden altı yıl geçtikten sonra küçük dostunu unutmamak için kaleme almaya karar verir.
Çocukların ve büyüklerin zevkle okuyacağı içinden kendilerine göre dersler çıkaracağı bu öykü oluşur.
Gün doğarken uykusunun arasında garip bir ses duyar. Karşısında ilginç, minik biri durmaktadır. Bu, Küçük Prens’tir. Yani yazar Küçük Prens adında birisiyle gelmiştir. Gezegeninde tek başına yaşamaktadır. Biri sönmüş ikisi hala lavlar püskürten üç tane yanardağa vardır. Ayrıca hiçbir gezegende bulunmayan eşsiz güzellikte bir tek de çiçeği vardır. Küçük Prens pilotumuza “Bana bir koyun çizer misiniz?” diye bir soru yöneltir. Pilot Küçük Prens’in bu sorusuna cevap vermek için uyanmıştır. Etrafına bakınır. Şaşkındır. Ama gördüğü gerçektir. Rüya değildir. Pilotumuz büyük bir şaşkınlık içerisinde “iyi resim yapmayı beceremem” der. Bu yeteneğini büyüklerin küçükken söylediği sözler yüzünden geliştiremediğini söyler.
Küçük Prens “önemli değil” der. Aynı soruyu tekrar eder. Yazar altı yaşındayken çizdiği boğa yılanını çizer. Bu resmi altı yaşındayken büyüklerine de göstermiştir. Onlar hiç beğenmediklerini, resmin bir şapkaya benzediğini söylemişlerdir. Bunun üzerine pilot resim yapma isteğini kaybetmiştir. Çünkü büyüklerin hepsi resim çizmek yerine tarih, coğrafya, matematik ve dilbilgisiyle ilgilenmesini öğütlemişlerdir.
Küçük Prens ise pilotun kendisine çizdiği resme bakar ve “Ben boğa yılanı içinde bir fil çizmeni istemiyorum. Bana bir koyun çizer misin?” diye sorusunu tekrar eder. Yazar Küçük Prens’in çizdiği resmi anlamasından dolayı şaşkındır, işte şimdi bir koyun çizmeye karar verir. Küçük Prens çizilen resmi beğenmez. Pilot bu sefer bir kutu çizer ve koyunun kutunun içinde olduğunu söyler. Şimdi olmuştur Küçük Prens bu resmi beğenir.
Bundan sonra aralarındaki iletişim artar. Birbirleri hakkında bilgi edinirler. Pilot bu farklı dünyadan gelen küçük adamın sırrını çözmeye, onu anlamaya çalışır. Pilot çizdiği koyun resmi ile ilgili Küçük Prens’in ona sorduğu sorulardan Küçük Prens’i daha iyi tanır. Yani Küçük Prens’in gezegeninin küçük olduğu, üç yanardağının ve bir çiçeğinin olduğunu öğrenir.
Küçük Prens yaşadığı yerden bahseder. Yaptığı gezileri anlatır. Bu gezileri, değişik gezegenlerde yaşayan insanlar ve bu insanların meslekleri, ilgi alanları, huyları ile ilgili edindiği izlenimleriyle birlikte pilotumuza anlatır.
Örneğin bir gezegende kırmızı suratlı bir adam olduğunu ve onun hiç çiçek koklatmadığını anlatır. Gezegen birinde her şeyi yönettiğini söyleyen kral, bir diğerinde kendini beğenmiş bir adam, bir başka gezegende unutmak için içtiğini söyleyen bir adam, sayılarla uğraşan iş adamı ve buluşlarını kaydeden bir coğrafyacıyla da tanıştığı ve pilota anlattığı kişilerdir.
Küçük Prens bundan bir yıl önce dünyaya gezmek için geldiğini zamanda şimdiki bulundukları yerde olduğunu söyler. Diğer gezegenlere! olan şeylerden dünyada binlerce olduğunu görür.
Yazar Küçük Prens’in anılarını, yaşam hakkındaki düşüncelerini dinler. Ayrılık vakti gelir. Yazarın evine, Küçük Prens’in geldiği gezegene dönme zamanıdır.
Pilot yaşadığı bu güzel anıyı kimseye anlatmaz. Üzerinden altı yıl geçtikten sonra küçük dostunu unutmamak için kaleme almaya karar verir.
Çocukların ve büyüklerin zevkle okuyacağı içinden kendilerine göre dersler çıkaracağı bu öykü oluşur.
Kitap hakkında:Kitap 129 sayfadır.Kitabın yazarı Antoine de Saint-Exupéry'dir.
Yazar hakkında:Antoine de Saint-Exupéry Fransa'nın Lyon şehrinde doğdu. Beş kardeşin üçüncüsüydü. Aristokrat bir aileye mensup olan Exupéry dört yaşındayken babasını kaybetti. Fransız pilot, yazar ve şairdir. Özellikle "Küçük Prens" eseriyle ünlenmiştir.
Benim düşüncelerim:Bence kitaptaki en güzel bölüm pilotun tüm gezegenleri gezdiği bölümdü.Kitaptaki en güzel söz ise "İnsanlar hatırlamaz oldu hakikati,sen sakın unutmayasın:Evcilleştirdiğin şeyden sorumlusundur sonsuza dek.Gülünden sorumlusun..."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)